alnımda yazan

 

suratıma bakın!

alnımda yazan sırrımı okuyabilene ödül vereceğim.

sesimi duyun!

beni beni bu gizemden kurtaranla dans edeceğim.


kehanetimdi,

elmadağ yokuşunun tepesinde gülen birini görsem gidip öpecektim.

gittim baktım, herkes somurtuyordu.

alnımda yazanı okumaya çalışanlar da vardı,

dua sanıp amin diyen de.

kırım kilisesi’ne varana kadar silinmişti sırrım alnımdan,

kaç sakrement kaldıysa katılacaktım, silindi alnım.

gizemimi çöz peder, günah çıkaracaktım.

silindi alnım, yürümekten terledim peder, terlemekten silindi alnım.


kehanetimdi,

mutlu bir rüya görmezsem gidip bir ayna kıracaktım.

silüetim kadar siyah bir rüyadan uyanıp sinirle banyoya yürüdüm.

aynaya baktığımda alnımda yazan sırrım geri dönmüştü.

konuştum ona:

“ulan muzır neşriyat, yoksun hiç bir fihristte. kim, nasıl okuyacak seni?”

çıktım sokak sokak gezdim yine, alnımda yazanı göstermek için herkese.

umudum sokakta kalsın, ben eve döndüm bütün afişeliğimle.

bugün de bulamadım sırrımı çözeni.

Yorumlar

Popüler Yayınlar