aşk, kurtuluş, parmaklar ve gözler
I
kör olmuştuk.
aşkın ve kurtuluşun tadı ağzımızda,
karadeniz sakince vururken kıyımıza,
biz,
ikişer parmak ve ikişer gözdük
aldık gözlerimizi birbirimizden
parmaklarımızla.
yıkadık ellerimizi ama akan şey kan değildi,
ancak aşkın ve kurtuluşun ışığında görülebilen,
sadece ikimizin anlayabileceği bir şeydi
bir de terimizle ıslanan duvar kağıtlarının.
kör olmuştuk.
biliyorduk körlüğün ne zor, ne karanlık şey olduğunu.
tedaviyi reddettik.
günlerce öpüştük.
sonra da istedik ki yaz gelsin.
istedik güneş doğsun gözlerimize
ama kör olmuştuk.
II
bir vazgeçişle döndük körlükten.
içimizde acı, elimizde boşluk.
şimdi,
boyumdan büyük odalarda otururken daralacak duvarlar,
ve
yetmeyecek bana bu küçük yatak.
geçmeyecek bu gönül ağrısı,
ve belki de,
artık kör olmamasına rağmen
bir başkasını göremeyecek şu gözlerim.
III
onu tekrar gördüğümden beri,
yeniden parmaklarımda gözlerim.
tekrar kör olmamak için direniyorum.
ve işte!
ellerim cebimde yürümemin sebebi budur sanıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder